Wednesday, January 13, 2016

Herşey İnsan İçin.

Aklımda birkaç bir şey var, ama böyle olması anlatmaya değecekleri manasına gelmez.
Doğrusu buraya yazıyor oluşum da, yazılması çok değerli fikirlere tekabul etmiyor.

Hayattaki birçok şeye de bu pencereden bakabiliriz esasında, göreceli gereklilikler içindeyiz.
Ne de olsa, temel şeyleri çıkarırsak, hiçbir şeyin yokluğunda ölünmediği gibi, hiçbir şeyin varlığıyla da huzura erilmiyor, klişe karşılığıyla.
Yine de birtakım insan, eşya ve işlere gereğinden fazla değer biçmek gibi durdurulamaz bir talihsizliğin içindeyiz.
Bu talihsizlikler bir ömür boyunda serüvenler haline gelince; huzurun yanına çaresizlik, gerginlik, umarsızlık gibi kelimeleri yığıveriyoruz.

Öyle ki;
İnsan alıştığı şeyi yaşar, bildiği şeyi yazar, korktuğu şeyi reddedermiş.
Güldüreni sığınak, ağlatanı dert, doyuranı nimet bellermiş.

Tam da bu yazımın ortasında, sığınak saydığım bir arkadaşım "bir kahve içelim mi?" demişti ve buraları bırakıp gitmiştim. Belki en güzel başlamayan, ama en güzel bitecek yazım olması ihtimalini bir an bile düşünmeden.
Sahi öyle olsaydı da ne olurdu? Yazar olma hayallerimi çoktan terk ettim nasılsa.
Hayallerimi terk ettim diyorum, dikiş tutturamadım demiyorum, ne gerek var şimdi ağzımın tadını bozmaya.

Mesela diyetteyim ama yarım kalıp çikolata yedim çok değil beş dakika önce.
Her zaman bildiğim ve savunduğum tavizin tavizi getirmesinden ibaret bir olay.

Kafamı toplayıp yazsam iyi olurdu ama odam dağınık.
Belki bir gün gerçekten okumanıza değer bir şeylerle çıkıp gelme ümidi ya da biraz umarsızlık.

Herşey insan için.

No comments:

Post a Comment